DÜŞ'le ilk buluşma

DÜŞ'le ilk buluşma

30 Temmuz 2010 Cuma

Kurabiye adamın kaçışı


Acaba çocukluğumda hiç kitabım, oyuncağım olmadı mı diye düşünmeye başladım artık! İçinde atraksiyon olan her kitaba yeni oyuncağına kavuşmuş çocuk gibi seviniyorum... Kitaplarla ilgili anılarıma baktığımda, hatırlayabildiğim en eski kitaplarım Ayşegül serisi (ama çeviriler eminim şimdiki kadar kötü değildi), büyük boy klasik masallar serisi (her dişim çıktığında ya da hasta olduğumda, annem süpriz olarak bana bu seriden bir kitap alırdı, rahatsızlığım anında keyfe dönüşürdü) ve çok özel olan üç boyutlu Pamuk Prenses kitabım. Sanırım benim için en ayrıcalıklı olan da oydu (demek ki o zamandan başlamış bu tarz kitaplara ilgim ama doyrulmadan büyümüşüm!) Kitabın son sayfasında Pamuk Prenses'in yattığı camdan tabutun üzeri şeffaf bir plastikle kaplıydı, seyretmeye doyamaz, büyülenirdim her seferinde. Yırtılacak diye korkarak, elime almaya kıyamazdım neredeyse...

Aradan geçen 30+ senede pek birşey değişmemiş olsa gerek ki, hala gelen her yeni kitapta aynı coşkuyu hissediyorum. Özellikle de her seferinde öncekilerden farklı birşey karşıma çıkarsa!

Dün nihayet İngilizce kitaplarımızın bir kısmı geldi. Önceden de vardı, ama onlar daha çok Oxford veya McMillan'ın basit seviyede İngilizce'yle yazılmış, sayfaları daha renksiz, yeni öğrenenlere yönelik kitaplarıydı. Oysa şimdi gelenler okul öncesi parmaklar için olduğundan çok daha eğlenceli, renkli ve keyifli. Zaten burayı açma sebebim sanırım okul öncesi kitapları; ne okumaya, ne bakmaya, ne satmaya doyamıyorum!! Hatta -aramızda kalsın ama- bazen satılan kitapların ardından üzüldüğüm bile oluyor. Burada kaldıkları o kısa zaman diliminde aramızda bir bağ kuruluyor sanki :)

Dün gelen İngilizce kitaplar arasında günün şampiyonu "Gingerbread Man" yani Kurabiye Adam. Child's Play yayınlarından çıkan kalın ciltli ve bol oyuncaklı bir kitap. İçinde bütün sayfalardan boydan boya geçen bir ip var, bir de ipin üzerinde kaydırmak için keçeden bir Kurabiye Adam! Yani fırın tepsisinden kaçan Kurabiye Adam, yolda rastladığı onunla oynamak isteyen kediden, onu koklamak isteyen köpekten, yakalamak isteyen çocuklardan, yemek isteyen inekten, onu takip etmek isteyen attan sayfaların içinden bir sonra ki sayfaya ipin üzerinden kayarak kaçıyor. Tam kitabın sonunda akıllı tilkinin ağzına düştü diye düşünürken, hop diye ordan da kitabın en başına dönüyor. Yani kurabiye adama yenilmek yok! Çok ince ve akıllıca düşünülmüş, okurken de çocuğun ilgisini kaybetmesine olanak tanımayan bir kitap. Yaş grubu olarak 3-5 arasının çok eğleneceği kesin, tabii okuyan benim gibi 5+'ların da!!

1 yorum:

  1. Çörek adında bir Norveç masalı var. Bilmem okudunuz mu? Kurabiye Adam'a çok benziyor öyküsü.Ben önce Çörek'i okuduğumdan onu daha yakın bulurum kendime. Bu baskısını duymamıştım ama Kurabiye Adam'ın, çok eğlenceli olmalı dediğiniz gibi.
    Şimdi keşfettim blogunuzu. Mekanınıza, postlarınıza bayıldım. Hayalimi gerçekleştirmişsiniz bu mekanla ne diyeyim. :)
    Mutlaka geleceğim ziyaretinize.

    YanıtlaSil