DÜŞ'le ilk buluşma

DÜŞ'le ilk buluşma

22 Temmuz 2010 Perşembe

KÜÇÜK KIRMIZI BALIKLA TUKAN KUŞU


Bir de benden size bir öykü...

Sazlarla çevrili, yemyeşil bir gölde yaşayan küçük kırmızı bir balık varmış.

Bu balık hem çok meraklı, hem de çok hayalperestmiş. Gölün dışındaki hayatı çok merak ettiğinden, her gün gölün kıyısına gider, kafasını dışarıya çıkartıp çevresini incelermiş. Bir yandan da bir kuş olsa uçmanın nasıl bir şey olacağını, bir zürafa olsa uzun boyuyla ağaçlardan yaprak yemenin tadını, bir sincap olsa ağaç kovuğundaki hayatını merak edermiş.

Günlerden bir gün, yine gölün kıyısında hayaller kurarken, rengârenk tüyleri, kocaman bir gagası olan, bugüne kadar hiç görmediği türde bir kuş görmüş. Kuşun farklı ve renkli görüntüsü o kadar hoşuna gitmiş ki, uzun bir zaman gözlerini ayıramamış. Derken kuş onu fark etmiş ve sevecen bakışlarla “Merhaba küçük balık” demiş. Küçük balığın ise şaşkınlıktan ve hayranlıktan, tek söyleyebildiği “Sen kimsin?” olmuş. “Benim adım Tukan” demiş kuş. “Senin gibi bir balık olup, gölde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu düşünüyordum”. Bunu duyan küçük balık daha da şaşırmış. Ona göre, onun göldeki hayatinin merak edilecek bir yani yokmuş ki… Asıl merak edilecek her şey dışarıda, Tukan’ın yaşadığı yerdeymiş. Oysa Tukan, onun her gün gördüğü ve ezbere bildiği göldeki yaşantısıyla ilgili bir sürü soru sormuş ve öğrendiği her şey onu çok heyecanlandırmış.

O günden sonra küçük kırmızı balıkla Tukan kuşu çok iyi iki dost olmuşlar. Küçük kırmızı balık, her sabah kahvaltısını yapıp, bir solukta arkadaşı Tukan’ın yanına geliyormuş ve gün boyunca ikisi de birbirine kendi dünyalarındaki hayatı anlatıyorlarmış. Tukan havadan gördüklerini, ormandaki diğer hayvanları, küçük kırmızı balık da gölün içindeki yaşamı anlatıyormuş. İkisi de birbirinin dostluğundan çok keyif alıyorlarmış. Ancak küçük balığın çevresindeki diğer balıklar bu dostluğu hiç anlamıyor, “Hiç bir kuşla bir balık arkadaş olabilir mi? Kuşlar balıklara yiyecek gözüyle bakarlar, kesin bu tuhaf kuş da seni yemek istediğinden seninle arkadaşmış gibi davranıyor” diyerek, Tukan kuşuna dikkat etmesi için küçük balığı uyarıyorlarmış. Küçük balık ise bütün bunlara kulak asmıyor, arkadaşı Tukan kuşunun dostluklarını bozacak böyle bir şey yapacağına ihtimal vermiyormuş.

Taa ki bir gün…

Küçük kırmızı balık yine erkenden arkadaşıyla buluşmak için gölün kıyısına gitmiş. Sabah, aceleyle çıktığından kahvaltı edememiş ve karnı çok açmış. Tam o sırada karşısında çok lezzetli görünen bir yiyecek asılı durduğunu görmüş. Büyük bir iştahla yiyeceği yemek için ağzını açtığında, ne olduğunu anlamadan bir çift gaga kendisini kapıp suyun dışına çıkartmış. Yan gözle baktığında, kendisini tutan gaganın, arkadaşı Tukan’a ait olduğunu anlamış ve o anda çevresindekilerin söyledikleri aklına gelmiş. Arkadaşının kendisini yemek için sudan aldığını düşünmüş ve çok korkmuş, çırpınmaya başlamış. Tukan’ın gagasından kayıp, gölün suları içine düşüvermiş. Korkuyla gölün dibine yüzmüş ve uzun bir süre orada kalmış. Aradan günler geçmesine rağmen, küçük balık bir türlü dışarı çıkmaya cesaret edememiş.

Nihayet bir gün tüm cesaretini toplayıp, arkadaşı Tukan kuşuyla her zaman buluştukları yere gitmiş. Çok yüzeye çıkmadan dışarıya bakmış ve bir dala konup mutsuz gözlerle göle bakan Tukan kuşunu görmüş. Arkadaşı o kadar mutsuz görünüyormuş ki, küçük balık daha fazla dayanamamış, sudan kafasını çıkartmış. Onu gören Tukan, mutlulukla uçup gölün yanındaki bir dala konmuş. “Canım arkadaşım, ben de seni düşünüyordum, o gün seni balıkçının oltasından kurtardıktan sonra bir daha göremedim. Seni çok merak ettim, acaba başına bir şey mi geldi diye de endişelendim” demiş. Küçük balık çok şaşırmış: “Balıkçının oltası mı?” diye kekelemiş. “Evet” demiş Tukan kuşu. “O gün seninle buluşacağımız için erkenden gelmiş, seni bekliyordum. Derken bir balıkçının da yanı başımda durup oltasını göle sallandırdığını gördüm ve tam o sırada sen göründün. Oltanın ucundaki yeme doğru gidiyordun ve ben de senin oltaya takılmandan korkup hızla suya dalıp seni yakaladım. Fakat o kadar çok çırpındın ki, gagamdan kaydın gittin, bir daha da seni göremedim. Her sabah burada seni bekledim ama hiç gelmedin”.

Bunları duyan küçük kırmızı balık çok şaşırmış. Arkadaşının onu yemek için yakaladığını düşündüğü için de çok utanmış. Çevresindeki diğer balıkların arkadaşlıkları için söylediklerini Tukan’a da anlatmış. Tukan bu duruma çok şaşırmış: “Evet kuşların bir kısmı balıkla beslenir, ama sen benim en yakın arkadaşımsın ve kim ne derse desin, değişik türlerden canlılar da dost olabilirler” demiş. Küçük kırmızı balıkla Tukan o günden sonra kimsenin arkadaşlıklarıyla ilgili söyledikleri sözlere kulak asmamışlar ve hep çok iyi iki dost olarak kalmışlar.

1 yorum:

  1. merhabalar..küçük kırmızı balıkla tukan kuşu öyküsünün kitabı ya da içeriğiyle ilgili bilgileri var mı acaba?

    bilgilendirirseniz sevinirim..

    YanıtlaSil